Orta Doğu: İran-ABD gerilimi tırmanıyor
ABD hedefli bir hava saldırısı sonrası 3 Ocak’ta İran’lı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi Orta Doğu’nun istikrarı açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Artık, İran ve ABD arasında tırmanacak bir gerilim kaçınılmaz gibi ve zaten 8 Ocak’ta İran’ın ABD birliklerini hedef alan balistik füzeleri fırlatmasıyla ok yaydan çıktı. Bu gerilimin 2020 yılında üç önemli sonucu olabilir: ABD dış politikası dünyanın iyiliği ve güvenliği için bir zamanlar üstlendiği rolden sıyrılmaya devam edecek ama görevi kötüye kullanma gibi yerel gelişmelere karşı dikkat dağıtıcı bir etken olarak kullanılması sürecek. İran ve ABD arasındaki yüzleşmenin önümüzdeki aylarda daha ölümcül çatışmalarla yoğunlaşması muhtemel. Durumun kontrol dışına çıkması pek beklenmezken iki ülke arasında bir savaş çıkma riski de kesinlikle göz ardı edilmeyecek şekilde arttı ve bölgede iş yapanların bunu dikkate alması şart. Artan gerilim bu sene petrol fiyatlarının yükselmesine ve oynaklığının artmasına neden olacaktır. Modelimizin baz senaryosuna göre 2020 yılında varil fiyatının 62 dolardan ortalama 66 dolara çıkmasını bekliyoruz.
İspanya: Yeni hükümetin şirketlere getirileri karışık
Sekiz aylık siyasi çıkmazı takiben sosyalist Başbakan Pedro Sanchez parlamentoda basit çoğunluk elde edecek bir hükümet kurmayı başardı. Sosyalist parti (merkez sol) ve Unidas Podemos (sol kanat) koalisyonu daha fazla sosyal harcama ve 2012 yılı işçi reformundan kısmi geri adım atan uygulamaları hayata geçirecek. Yine de koalisyonun durumu hassas; önümüzdeki sene erken seçime gidilme riski biraz var. Tüketici odaklı sektörler ve KOBİ’ler için görünüm iyileşecek ve eğitime daha fazla harcama yapılmasının yaratacağı verimlilik artışlarının faydaları da uzun dönemde görülecektir. Kısa vadede rekabet gücü azalacaktır ve daha yüksek işçi maliyetleri kâr marjlarını düşürebilir. Yüzde 44,3 olan zirveyle karşılaştırıldığında 2023 yılında yüzde 40’ın altına düşmesi bekleniyor. İnşaat ve Hizmet sektörleri daha yüksek asgari ücretlerden en çok etkilenen sektörler olacak. Bankacılık, daha yüksek vergilerden ve gayri menkul sektörü de kira kontrollerinden etkilenecek.
ABD: Hizmet ve ticaret sektörleri ekonomiyi canlandırırken, imalat sanayii frenliyor
Ekonominin neredeyse yüzde 85’ini temsil eden ISM imalat sanayi dışı endeks Aralık ayında 1,1 puan artışla 55 seviyesine, yani büyüme anlamına gelen 50 puan seviyesinin hayli üzerine tırmandı. Endeksin “iş faaliyetleri” alt bileşeni 5,6 puanlık güçlü artışla 57,2 seviyesini gördü ve 17 endüstriden 11’i büyüme kaydettiğini belirtti. Ticaret açığı Kasım ayında 43,1 milyar azalarak son üç senenin en düşük seviyesine geriledi. Yıllık olarak bakıldığında ihracatta yüzde 0,3’lük artış ve ithalatta yüzde 3,8’lik gerileme vardı. Sadece “mal ithalatı” ise belki de gümrük vergilerindeki artışın etkisiyle yüzde 5,7 geriledi. Ek olarak, Çin ile ticaret açığı son altı yılın en düşük seviyesine indi. Ayrı bir raporda imalat sanayiinde kötüleşmenin devam ettiği görüldü. Fabrika siparişlerinde Kasım ayında aylık yüzde 0,7 ve yıllık yüzde 1,5 düşüş vardı. İş yatırımları için bir gösterge niteliğinde olan dayanıklı mallara yönelik çekirdek siparişler sadece aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 0,4 arttı. Çekirdek sipariş nakliyelerinde (GSYH için girdi) aylık yüzde 0,3’lük düşüş vardı. Bu da son beş aydır dördüncü gerileme anlamına geliyor ve yıllık olarak neredeyse sabit sayılacak yüzde 0,2’lik artışa tekabül ediyor.
Çin: Para politikasında yine gevşemeye gidildi
Çin Merkez Bankası 1 Ocak’ta, 6 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere mevduat munzam karşılığı oranlarında (MMKO) 50 baz puanlık indirime gitti. Bu, 800 milyar RMB’lik (115 milyar USD, GSYH’nin yüzde 0,8’i) ek likidite yaratacaktır. Merkez Bankasına göre bu likiditenin yaklaşık 120 milyar RMB’lik kısmı küçük ve orta ölçekli bankalara gidecek. Bize göre bu politika hamlesinin üç katmanlı bir nedeni var. Öncelikle, kurum genelde tatil zamanları öncesinde yani nakit ihtiyaçları arttığında likiditeyi artışa gidiyor ve Çin Yeni Yılı yaklaşmakta (24-30 Ocak). İkinci olarak, yerel hükümetlere ait özel tahvil (altyapı projeleri için) satışları 2 Ocak’ta yeniden başladı ve bu da likidite ihtiyacında bir artışı gerekli kılıyor. Üçüncü olarak, aşağı yönlü riskler hâlen yukarı yönlü risklerden daha fazla. Önümüzdeki dönemde bu sene için para politikasında gevşemeye gitmeye devam edilmesini ve MMKO’da 100 baz puanlık ve Ana Kredi Oranında da 30 baz puanlık daha indirim olmasını bekliyoruz. Aralık sonunda açıklanan ve ödenmemiş kredilere yönelik faiz oranı rejiminde değişiklik yapan reformun yanında bu önlemler, özellikle özel sektör ve küçük firmalar için kredi koşullarını rahatlatacaktır.
Mercekteki Ülkeler
Şili: Şirketler için ekonomik zorluklar henüz bitmedi
Ekim ayında yıllık yüzde 3,4 azalan aylık ekonomik faaliyet endeksi Kasım ayında 2018’in aynı dönemine göre yüzde 3,3’lük düşüş sergiledi. Halihazırda reel GSYH en son iki sene önce görülen seviyelerde. Kasım ayında hem madencilik hem de madencilik dışı GSYH’de Ekim ayına göre yüzde 1’lik hafif bir toparlanma vardı. Ancak, Aralık ayı iş çevreleri ve tüketici güven anketlerinde kötüleşme arttı. Yani, Aralık ayında; protestolar azalacak ve arz şoku yavaş yavaş silinecek olsa da 2020 için beklediğimiz yüksek siyasi belirsizlik nedeniyle ekonomik aktörler hâlen gergin. Bu durum, bu sene siyasi olarak önemli olan üç dönüm noktası öncesinde protestoları yeniden ateşleyebilir. Nisan ayındaki anayasa referandumu, Ekim ayındaki yerel seçimler ve anayasa kongresinin potansiyel seçimi. Ayrıca, 2020 yılında bütçe açığı ve cari işlemler açığının da genişleyeceğini öngörüyoruz. Genel olarak bakıldığında, kısa ve orta vade için Şili’nin ülke risklerinin kötüleştiği söylenebilir.
Fransa: Ani duruş
Kasım ayında Fransız ihracatı aniden durarak 2019 yılı ikinci yarısının başından beri kaydedilen tüm kazanımları boşa çıkarmış oldu. İhracat siparişlerinde geleceğe yönelik gözlenen düşüşten dolayı böyle bir gelişme bekleniyordu. İlk yarıya yıllık 15 milyar euro ile tarihinin en iyi başlangıçlarından birini yaptıktan sonra ülkede ani bir duruş yaşanmış oldu. Bunun öncelikli açıklamalarından biri Almanya’ya ihracattaki düşüş. Kasım ayında Almanya’ya ihracatta 0,6 milyar euro düşüş yaşandı ve bu Ocak-Ekim toplamında da yaklaşık bu kadardı. Otomotiv tedarik zincirlerinin girdisi olan ara malları bu kaybın en önemli nedenlerinden ama elektronik ve metal ihracatında da kötüleşme var. Kasım ayında İngiltere’ye ihracatta da 0,4 milyar euroluk bir düşüş vardı. Yılın ilk yarısında İngiltere’nin Brexit öncesi ihtiyati ithalatı güçlü olmuştu bu nedenle şu anda İngiltere’den gelen talebin azalmaya başlaması can yakmaya başladı. Yılın ilk yarısında Çin’e ihracatta ise 2 milyar euroluk artış oldu ama 2019 yılının tamamına bakıldığında bunun sıfırlanması bekleniyor. Bu ayakta ihracatın yavaşlamasının ana sürükleyicisi uçak ihracatının azalması. Genel olarak bakıldığında, ihracattaki bu ani duruşun 2020 yılının başlarında devam etmesini bekliyoruz. Sonrasında ise toparlanma başlayacak ve 2020 yılında ihracat artışı 10 milyar euroyu bulacaktır ama bu bile son dört senenin en düşük artışı olacak.
Afrika: Kendi başına yaşamak
Batı Afrikanın, CFA frangından 2020 yılında ECO para birimine geçileceği açıklanmıştı. Böylece, Fransız hükümetinin kur üzerindeki yönetim rolü de ortadan kalkmış olacak. Para birimi bölgesi bağımsız bir para birliği tarafından paritede değişiklik olmaksızın Euro’ya karşı sabit bir oran belirlenecek fakat Fransız hükümetinin herhangi bir garantisi olmadan yönetilecek. Bağımsız bir para birimine sahip her para birliği gibi Batı Afrikalı ülkeler de kendi kurlarını kendileri belirleyecek. Var olan rezerv havuzu anlaşması ülkeler bazındaki likidite problemlerini azaltmak için bir avantaj. Şu an herhangi bir likidite sıkıntısı yok. BCEAO da (ortak merkez bankası) para arzını güvenilir bir çerçevede, para arzında aşırıya kaçmadan ve dengeli bir şekilde yönetecek ve üye ülkelere yeterli likidite karşılığı sağlayacak. Para biriminde değişikliğe gitme hamlesinin iyi bir adım olup olmadığını zaman gösterecek. Orta Afrika bölgesinin de aynı yoldan gitme ihtimali şu an bizce düşük görünüyor çünkü bu bölgedeki borç seviyeleri ve kurumsal çerçeveler bağımsız bir para birimi yönetiminin güvenliği için şimdilik engel teşkil ediyor.
Asya Pasifik: İmalat sanayii PM Endeksleri artışa geçse de hâlen düşük seviyede
Aralık ayında Asya-Pasifik bölgesinde imalat sanayii PM Endeksleri genel olarak iyileşme kaydetti. Bu bölgedeki başlıca 14 ekonomiden sadece Japonya ve Vietnam’da söz konusu endekste (hafif) düşüş vardı. Malezya, Singapur, Güney Kore, Tayvan ve Tayland’ın oluşturduğu beş ülkede endeks “küçülme” alanının hemen üzerine çıktı. Avusturalya, Hong Kong, Endonezya ve Japonya’da endeks halen “daralma” alanında. Genel olarak eğilim olumlu olsa da, bölgenin neredeyse tamamında imalat sanayii PM endeksleri tarihi ortalamalarının çok altında yer alıyor. Daha da ötesi, Çin’de iş çevreleri anketleri (ki bölge için öncü nitelikte) Aralık ayında kötüleşti. Bu da, imalat sanayii faaliyetleri her ne kadar olumluya dönmeye başlasa da toparlanmanın çok yavaş olacağına ve keskin bir iyileşmenin beklenmemesine işaret ediyor. Çoğu ekonomi için ekonomik görünüm hâlen zorlu. Bu bağlamda, bölge genelinde ekonomi politikalarının destekleyici olmaya devam etmesini bekliyoruz.